27 Kasım 2009 Cuma

Bir! Dayak Nedir? İki! Neden Atılır?

Organize İşler filminde Cem Yılmaz'ın meşhur sahnesi...

"Şimdi sizin kafanızda iki tane soru işareti var: Bir! Dayak nedir? İki! Neden atılır? Sıradan bir dayakta vücutta iki şey yükselir: Bir! Korku. İki! Ardinal. Ardinal bir hormon, dayağa karşı olan arzuyu arttırıyor; biz bunu istemiyoruz! Biz istiyoruz ki kabahatiniz hatırlayın... Sıradan dayağa örnek: Sıradan dayak. Yaratıcı dayağa örnek: Öğretmenlerimizin cetvelle bize böyle vurması; bu unutulur mu? Benim o dağda bayırda oynanan golfü buraya getirmemin amacım bu. Koy taygır! Ya bu golf bu kadar sesli bir ortamda oynanan bir spor mu? Daha konuşalım böyle, daha da konuşalım, anlatalım. Beş numara ver! Şunun yanağını dönder bana; yanağını dönder yeni birşey deneyeceğim sizle."

2 maç seyircisiz oynama ve Bilica'ya 3 maç + Kazım'a 4 maç cezalarından sonra benim de kafamda iki soru işareti oluştu: Bir! Ceza nedir? İki! Neden verilir?

Sıradan bir ceza sonrası vücutta iki şey yükselir: Bir! Korku. İki! Ardinal...

Korku tamam! Bilica sanırım korkmuştur; bir daha maç öncesinde bile olsa hatta sokakta dahi rakiple dalaşmaz. Hele ki rakip Galatasaraylıysa bir tokat yediğinde öteki yanağını döner. Kazım da umarım korkmuştur; bir daha hakemlere İngilizce dersi vermek yerine topunu oynamaya çalışacaktır.

Ya ardinal n'olcak? Ardinal bir hormon, tribün şiddetine olan arzuyu arttırıyor. Federasyon gerçekten bunu istemiyor mu? Yani TFF bizim kabahatimizi hatırlamamızı mı istiyor?

Hangi kabahatimizi? Kadıköy'deki maçta kabahati kim işledi? Kimler cezasını çekiyor? Yarın, bayramın ikinci günü ve ben Kasımpaşa maçına gidemeyişimi kabullenemiyorum. Ben ve benim gibi onbinlercesi, sağır eden tezahüratlar, mor menekşe coşkusu ve tarihe geçecek pankartlarla stadımızı futbol karnavalına çevirmek haricinde hiç birşey yapmamıştık.

Düşündükçe daha bir ardinal doluyorum. Ardinal bir hormon, içimdeki öfkeyi besliyor. Bu federasyonun cezaları, yatılı olarak okuduğum lise yıllarına döndürüyor beni. O yıllarda çok dayak yemiştik hocalardan ve bir an gelmişti ki artık dayak arsızı olmuştuk. Ve o günden sonra sürekli otoriteye başkaldırı ve itaatsizlikle geçmişti okul yıllarım.

Benim lise hocalarım gibi Türkiye Futbol Federasyonu da Fenerbahçe üzerinden çok yanlış bir oyun oynuyor. Tamamen düzene girmesine ramak kalmış, bunun olabilmesi için yönetimiyle taraftarıyla yıllarca çok fedakarlıklar yapmış Fenerbahçe tribünlerinin sakinliğine(!) güvenip otorite tatbikatları yapmaya devam edelerse ve sonucunda bu tribün bir patlarsa o zaman tüm Türk Futbolu ardinal manyağı olur.

Taygır beş numarayı ver bana! Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu'nun ağzının ortasına bir tane yapıştırasım var!!

Hiç yorum yok: