23 Şubat 2011 Çarşamba

Ah Rüştü Ah...

Rüştü kardeşimiz 23 Şubat 2011 tarihli Milliyet Gazetesi'nde Rüştü Kendini Hatırlattı başlıklı yazıda şöyle demiş :"...Çok derbi gördüm.Ama fark atacağımız bir anda bir anlık bir olaydan sonra her şeyin bu kadar tersine döndüğü bir maç hatırlamıyorum"


Ah Rüştü ah...Ne yazsam boş...

Cico Felipe Cayetone Lopez Martinez Gonzales'e ve Zagor Tenay'a selam olsun...

17 Şubat 2011 Perşembe

Doping sonuçlarını değiştirten adam:Aziz Yıldırım


Alea iacta est. - (Ok yaydan çıktı)



Bir olay anca böyle örtbas edilebilirdi,edildi.

Bu ülkede yeterli para ile her şeyi çözebilirsiniz derlerdi de inanmazdık.Örnek mi ? İşte Taurasi konulu perde oyunu.

Bilim dünyasının saygın kuruluşu Hacettepe Doping Merkezi geçen yıl (2010) IFFHS tarafından yayınlanan "Scientific Sportive Contribution " yani spora bilimsel katkı sıralamasınında 2.sırada yer aldı.Köln'e numune göndereceğiz demek bu büyüklüğü hiçe saymaktı (KÖLN bu listede 14.sırada) .Sayıldı !

Bir gecede değişiveren sonuçlardan sonra sokaktaki işsiz adam,direnişe baş koyan emekçi ,yayladaki çoban ,harç yatırma telaşındaki öğrenci ,sir ağda yaptırmak için para biriktiren ev hanımı hepsi soruyorlar :Doping değeri mi Euro değeri mi diye...Sormayın cevap vermezler.

Fenerbahçe gibi büyük bir camiayı "ben yaptım oldu" ile idare edenler bugün doping sonuçlarını değiştirirler,yarın eski kalecilerini geri alırlar.

Bitki çayı içtiği için doping yaptı kabul edilip ceza alan ama Köln yollarına düşmeyen milli oyuncumuz, aile babası Kerem Gönlüm'ün değerini şimdi daha iyi anlamadık mı ? Bir kez daha Efes Pilsen kulübünün duruşuna hayran olmadık mı ?

Sezar söylemiş :Başarı için ok yaydan çıktı...

"isteyenlerce yazarın izni olmadan tamamen veya kısmen copy paste ile kullanılabilir, Turgay Demirel'i Aziz Yıldırım seçtirmişti zaten diye zenginleştirilebilir, latince söz değiştirilebilir"

16 Şubat 2011 Çarşamba

"Sakın Geç Kalma Erken Gel !" : Bir hayal,bir uğur...

1.Cuma ve Pazartesi günleri İstanbul'daki herhangi bir stada maç koyanlara selamları ileteyim.
2.Yaşlanıyorum.

Yaşlanıyorum çünkü ömrüm boyunca geç kaldığım futbol maçı sayısı 2.
Tamamı da son 2 yıl içinde...

Geçen sezon Lillie maçına 1 saat kalmış,arabalı vapur Harem'e yanaşıyor,kapaklar açılıyor.

Bir arabaya arka sırasındaki herkes "yürü lan hadi" diye korna çalıyor.

Bazen şöförü tost almaya,çiş yapmaya falan gider ama arabanın içinde de 3 kişi var.Görevliler arabanın yanına geliyorlar.Aküsü bitmiş ! Bir arabanın arabalı vapurda aküsünün bitme olasılığı Güiza'nın hat-trick yapma ihtmalinden bile düşük...Görevliler "arabayı itin çıkarın,hemen Sirkeci'ye döneceğiz" diyorlar.İnsanlar acıyarak arabaya bakıyor...Arabayı sağ arkadan iten benim !

-Oğlum Bülent nasıl biter lan akü ?
-Bitmiş işte.

Renault Yardım aranıyor,"hemen geliyoruz,akü de getiriyoruz" diyorlar.

Hemen geliyoruz sözü lafta kalmıyor .Harem'e kadar geliyor yardımcı abimiz ama o gün Harem Otogarında asker uğurlaması var.Kalabalık yolları kesmiş.

O silahlı,havai fişekli ,bayraklı,darbukalı kalabalığa "pardon bi müsade etseniz" denmeyeceğini bilecek yaştayız...Abimizin otogar'dan iskeleye gelmesi 15 dakika alıyor

Bülent sağolsun "Abi siz Tansev ile atlayın bir taksiye maça gidin" diyor.
"Yok lan bekleriz seni" demişsiz,israr sürüyor...
"Mesela bu bir Galatasaray maçı olsaydı sen demeden  ben giderdim ama şimdi anca beraber kanca beraber" diyoruz o da "Abi Galatasaray maçı olsa arabayı kitler hep beraber giderdik" diyor :-)

Akücü abi 10 yıldır pitstop'da çalışmış gibi aküyü söküp 15 dakikada takıyor.

Maç başlarken bizde yeni akümüzle Kadıköy'e giriyoruz.Salı Pazarı otoparkçısı eliyle "dolu" işareti yapıyor dinlemiyoruz,giriyoruz...İyi ki de öyle yapıyoruz.Hemen girişte yer var !

Salı pazarındaki atmosfer stada çok benzer, ses var sadece görüntü yok."Aaaaaah" sesinden golün kaçtığını anlıyoruz...Koşarak E5'i geçiyoruz.Stadın çevresi bomboş,trafik sakin sakin akıyor. Maraton üst girişine doğru giderken Fenerium'a 3-4 metre kala kulakları sağır eden bir "goooool" sesi geliyor...

Kaçırdık üzügünüz attık sevindik !
"Fenerbahçemizin golüüüüü 5 Numara Belözoğluuuuu..." anonsunda merdivenleri üçer beşer çıkıyoruz.
Golü attık sevindik Emre attı,ben yine kıl oldum !
Zorla mı sevemiyorum....

Tribünde yerimizi aldığımızda Cem müdür muavini matematik hocası tadında "Nerdesin ?" diyor.

Neye kızacağını çok iyi bilsem de özet geçiyorum.

"Golü attığımızda dışardaydın yine de maça girdin öyle mi ? " diyor.
"Uğur işleri uğursuzluk getirir,hehehe " diye espri yapsam aramızdaki dostluğa rağmen bana 2 tane çakma olasılığı tek çakma olasılığından fazla...

Bitime 5 dakika kala gol yediğimizde ne anlama gelidiğini tahmin edebileceğim şekilde gülerek "iyi halt ettin ,içeri girdin" diyor...
....
....

19.54
-Abi Nerdesin ?
-Boğaz Köprüsü gişelerindeyim,2 saat 15 dakikadır yoldayım.

Haftasonu o sürede Bolu'ya gittim...Sürekli şerit değiştiriyorum,Teoman'ın şarkısını teyit edercesine "hep akmayan benim şeridim..."

TRTi radyomda kayıtlı açtık ama "mevlüd özel programı" var...Programın gidişinden 2-3 dakikada bitmeyeceğini anlıyorum.TRT bir başka kanaldan maçı veriyordur ama hangisi ? Sörç'e bas,bi daha bas,bi daha bas...

"Ev sahibi Fenerbahçe kalede Volkan,savunmanın ortasında Lugano ve Yobo.." hah tamam...

Gişelerden çıktık trafik aynı,bu gidişle ikinci yarıya girerim .İyi de ,acaba devre arasında kapıdaki görevliler yemeğe,tuvalet molasına giderler mi ?

Altunizade çıkışına yaklaşırken "Volkan'ın hatalı pası diyor" spiker abimiz,sesindeki heyacanı/endişeyi/adrenalini fark etmemek için eşşşek olmak lazım .Tabii dur-kalk yaparken konsantrasyon dağılıyor ve aklımdan saniyeninin 60'da birinde "Hangi Volkan ?" sorusu geçiyor.Küçüğünün daha fazla olmak üzere her ikisinin de yapabilme kapasitesi var...

Neyse "Mehmet Topuz'un pası" diyor ."
ve
Fenerbahçe Dia'nın attığı golü ile.."diyor...Ohhh !

Trafik akar gibi oldu vazgeçti.
Spiker abide vazgeçti "Dia değil Niang" diyor.
Fark etmez,olgunlaştım Emre bile atsa kıl olmam (Emre oynamıyor zaten biliyorum !)

Planım önce evlendirme dairesi otoparkı,olmadı ilerideki park yeri ,olmadı BP arkası sokaklar...

Trafik akmıyor,evlendirme dairesi dolu,planı revize edip önce BP arkasına bakıyorum tek arabalık boş yer yok,Müjdat Gezen'in yanındaki otoparktayım. Otoparkçı abinin dolu demesi önemli değil anahtarı bırakırım...Geri geri gel,gel,gel gel,hoop tamam.

Buyrun 12 TL ,üstünü arabaya bırakayım,polise kaptırmayım.

Stadın sesi oraya kadar çok net geliyor...

Yıllar önce bir yazı yazmıştım. Stadın yakınında oturmak nasıl olurdu,bir maça gitmeyip balkondan gidenleri seyretsem,sesleri dinlesem diye...Al işte hayalim böyle bir şeymiş...

Ömer Onan'ın fastbreak'e koştuğu gibi koşuyorum.
Öksürme ihtiyacı hatta balgam tükürme ihtiyacım var...
Tren yolu köprüsüne gelirken aklıma Rıdvan'ın kalp krizi geçirmesi geliyor,Yes'den "owner of a lonely heart" geliyor,yavaşlıyorum...

Işıklar ben gelirken kırmızı oluyor.Düğmeye basıyorum "Lütfen bekleyiniz" sesi geliyor.
Bu arada bir gol kaçtı...Yine o "Aaaaah" sesi

"Şimdi geçiniz,şimdi geçiniz,şimdi geçiniz" demeli.
Demiyor.
Şu minibüsten sonra fırlarım.

Okul Açık girişinde kapıdaki görevliye yalvararak "hadi bee abi.." diyen çocukların yanından geçiyorum.

Maraton girişindeyken bir anda tezahürat kesiliyor !
Kuvvetsiz bir "Feeener,Feeener" sesi var.
Gol yedik galiba,bu da gol sonrası cılız bir destek....

"Bozuk para çakmak ?"
"Gol mü yedik ? "
"Bilmem ,bozuk para çalmak ?
"Yok !!!"

Merdivenleri çıkarken bir çiş yapmam konusunda bel altım son uyarıyı veriyor.
Her zamanki kapıdan maraton üst'e giriyorum.

"Gol mü yedik ?"
"Yok abi 1-0 öndeyiz"

Fikrim değişmiyor :Polis yerine her zaman özel güvenlik !

Tuvalette her zamanki pisuvardayım,girişten üçüncü.
Ohhhh....

Bir baba oğlunu tuvalete sokmuş,"bitti mi ?" diyor.
Bu sahne çok tanıdık...

Bizim tribünün girişi bile dolu.
33.dakika itibariyle içerde ama bir başka tribündeyim.
Boğazımda hala tükrük var,öksürüyorum ve nabız 160 civarı...
"Ayağa kalkmayan cimbomlu olsun !"
İki dakika otursaydım be...

Devre arası yerime geçiyorum.
Hah,Cem yok galiba.
Yok ya burdaymış.

"Çıkayım mı ?" diyorum.
Gülüyor " Kal kal" diyor.

2-0 olduğunda " bana bak,5 dakika daha atamasaydık ...." diyor :-)
...
...
Bu yılın raporu :
1)Olimpiyat stadında galibiyet gördüm.
2)Geç Kaldığım maçı kazandık.
3)Kuruyemiş yerken gol attık.
4)Hayalimi gerçekleştirdim.Bu arada stadın çevresinde oturan ve başka takımı tutanlara devlet yeşil kart dağıtsın...
5)Ankara deplasmanına da gitsem mi ?

15 Şubat 2011 Salı

Final Maçında Kariyer Rekoru Kıran Adam:Emir Preldziç

Mirsad'ın final maçındaki sakatlığı kupanın keyfinin önüne siyah bir perde çekince güzellikleri yazmaya elimiz gitmedi.
...
...


Final maçında takım bir anda duruverdi.Emir,duracell reklamındaki oyuncak ayı misali durmayıp daha da hızlandı  ve Tükiye'ye geldiğinden bu yana en yüksek sayı rakamına ulaştı :35 sayı !

Bir önceki rekorunun 2008-09 sezonunda Galatasaray'a karşı olması da ilginç.O maçta da 25 sayı atmış.

Çubuklu forma ile kupa koleksiyonu yapmasını istiyoruz.
Daha önce yazmıştık triple-double bekliyoruz.
Severek izliyoruz.
F4'da sahaya girip formasını almak istiyoruz.

7 Şubat 2011 Pazartesi

Sağlığına 25 Milyon Duacı...

90lı yıllarda gece yatarken, ailemizin ve sevdiklerimizin sağlığına,sınavlardan en azından C almaya ,sevdiğimiz kızla tanışmaya,Fenerbahçe'nin şampiyonluğuna dua ederken uzun yıllar Rıdvan iyileşsin diye de dua etmişliğimiz vardır...

Dualarımıza yeniden girdi,geçmişler olsun.