30 Mart 2010 Salı

Borucular,Aşırtmacılar,İnceciler,Tilkiler,Rüzgarın Oğulları...

Böyle listeleri yapmak çok ama çok zor,hep bir eksik kalıyor...

Haklı olarak "Oldu mu şimdi ? Onu oraya koyma buraya koy" diyenler çıkıyor.

Bir yabancıya anlatmaya kalksan inanmaz.İşte kamasutra tadında bir liste...

Borucular (Önümde adam vardı göremedim abi)

Üyeler : Rapaiç (2001-02) , Appiah (2005-06), Selçuk (2009-10) (CHART ATTACK) ,Johnson (1999-00) Şenol Ulusavaş (1989-90)  ,Deivid (2008-09),Gökhan Gönül (2006-07),İlker (1993-94 TSYD) ,Onur Kayador (1982-83)

Aşırtmacılar (Şu Fener çok şanslı)


Üyeler :Selçuk (2008-09) ,Nobre (2005-06)

Plaseciler (Bizim kaleci iyi yer tutamadı) :


Üyeler :Serhat (2002-03) Ceyhun (2002-03),Ümit Özat (2002-03),Semih (2006-07)

Takipçiler (Nereden çıktı lan bu adam)


Üyeler :Alex (2006-07,2009-10) ,Deivid (2007-08),Serhat (2002-03) ,Aykut (1994-95)

Tilkiler (Ne işi var lan onun orada) :

Üyeler :Lugano (2008-09),Luciano(2005-06)

İnceciler (40 defa denese gol olmaz,iğne deliğinden Geçti.Şansımız yok) 

Üyeler :Aykut Kocaman (1988-89) ,Hakan Tecimer (1989-90) ,Aykut Kocaman (1991-92)

Topukçular( Bizim kaleci yedi abi, o atmadı)


Üyeler :Güiza (2009-10)

Rüzgarın Oğulları (Bizim defans ağır kaldı...) :


Üyeler :Rıdvan (1988-89) ,Atkinson (1995-96),Anelka (2005-06)

Voleciler  (Ayağına oturdu,şans işte...)
Üyeler: Aykut Kocaman (1992-93)

Kafacılar (Kafanı da kullanacan Şansal)

Üyeler :Johnson ve Ogün (2000-01), Kayhan Kaynak (1986-87) ,Hooijdonk (2003-04) ,Nobre (2004-05) ,Şenol Çorlu (1987-88),Ortega (2002-03) ,Lugano (2006-07) ,Edu (2006-07)

Frikikçiler (Bizim baraj hatalıydı abi)


Üyeler:Okocha (1996-97) ,Alex (2005-06)

Susturucular (Etik bulmuyorum...) :

Üyeleri: Tuncay Şanlı (oynadığı tüm sezonlar)

Kategori dışılar (Adam 40 yılda bir gol attı,o da bize denk geldi)


Üyeler: Ali Güneş (2000-01),Yusuf (2000-01),Mehmet Yozgatlı(2003-04)

Dipnotlar: 
1)Tanju ve Hasan özel durumları nedeniyle listelere alınmamışlardır
2)Gollerin tamamı aynı takıma atılmıştır.

24 Mart 2010 Çarşamba

Cathine Başka ,İş Başka.

Efes Pilsen Kulübü ile 8 yıldır süren sponsorluk anlaşması 2 yıl daha uzatılmış !

Seneye ,kafasında "Bir Gün Herkes Fenerbahçeli Olacak" şapkasıyla Kaya'yı da görür müyüz ? Niye o da hırslı güçlü çocuk ,Emre gibi terini akıtır ?

I have an idea ! 

JETPA 'dan yine forma reklamı alsak,bence hemen atlarlar...

This is Business.Something can happen everything can happen !

18 Mart 2010 Perşembe

AYDIN Gazileri: Hayrettin Aksoy-Levent Kurt...

Şarkının en güzel bölümüdür : "Bazen küçük bir an için ömür bile verilir..."

Geçen sene arkadaşlar aramızda "Galatasaray maçı anılarını" yazışıyoruz.Kim daha çok galibiyet gördü,falanca maçta kimler vardı derken sessiz bir arkadaşımız "Ben Galatasaray'a gol attım" demişti.Meğerse bir zamanlar Fenerbahçe PAF takımındaymış ve bir Galatasaray maçında gol atmış...Hepimiz susmuştuk haliyle !

Dostlarımın içinde "Ya var ya, bir kere Fenerbahçe formasını giysem başka bir şey istemem" dememiş olanı tanımadım.Bir çok amatör, profesyonel futbolcunun da hayalidir, bir kere olsun o formayı giymek. Kadıköy'de topu önüne alıp sürerken yakın olduğu tribündekilerin ayağa kalktığını hissetmek...

Hikayemizin kahramanları da böyle işte.

Alt liglerde gol kralı olup Fenerbahçe'ye gelmişler. Fenerbahçe formasını resmi maçlarda sadece bir kez, yarım devreden az giyip sakatlanmışlar ve bir daha forma şansı bulamamışlar...Ortak özellikleri sadece çubuklu öncesindeki gol krallıkları değil, her ikisinin de forma giydiği maçların Fenerbahçe-Aydınspor maçları olması !

Hayrettin Fenerbahçe'ye Erzurumspor'dan gelmiş.

Genç oyuncu, golcü oyuncu...Fenerbahçe'nin klasik geleceğe yatırım diye alıp 6 ay içinde gol kralı olmasını beklediği onlarca örnekten sadece birisi.

Hiddink'li kadroya Galatasaray'dan Semih Yuvakuran, Bursa'dan Ahmet Suphi, Ankaragücü'nden Gökhan, Samsunpsor'dan Ercan alınmış. Almanya'dan kaleci İmdat ve Erzurumspor'dan Hayrettin  yeni gelenler listenin son sırasındalar.

Fenerbahçe ilk idmanını Dereağzı'nda 10.000 kişinin önünde yapıyor.

Hazırlık maçlarında denen 3-5-2 sistemi tutmuyor ama Galatasaray karşısında 70 dakika 10 kişi oynayıp 5-2 galip gelince (Galatasaray bir de penaltı kaçırıyor) gazetelerde "Fenerbahçe Bayramı" başlıkları atılıyor ve  sistem mistem tartışılmıyor.

Ligin ilk maçında rakip lige yeni katılan 5 eksikli Aydınspor.

Maçın 79.dakikasında skor 1-2 .
Fenerbahçe sayısız gol kaçırmış durumda ve takım son 10 dakikada tüm hatlarıyla hücuma kalkıyor. Sonuç 10 dakikada yenen 4 gol ve tarihimizin en ağır mağlubiyeti 1-6 !

Gazeteler dramı anlatabilmek için değişik yollar seçmişler.En ilginci dönemin körfez savaşına atfen yazılan "Fenerbahçe Saddam'ı unutturdu" sözü

İslam Çupi maçtan 2 gün sonraki yazısında da (en güzel yazılarındadır) şöyle demiş :

Geride kalan Pazar günü Aydın’dan 6 gol yiyen Fenerbahçe için şimdi İstanbul’a kara günlere mahsus bayraklar asılmakta,futbolcular için değişik ölüm siparişleri verilmekte,yönetime ve Teknik Direktör Hiddink’e Saddam’a hayırlar olacak beddualar yağmaktadır.

Hiddink'in 3-5-2 sistemindeki inadı tartışılırken maçın 79.dakikasında genç Hayrettin'i "umut" diye sahaya sürmesi de eleştiriliyor...

Hayrettin o maçta sakatlanıyor ve bir daha Fenerbahçe formasını giyemiyor.Sezon içinde de Kocaelipsor'a kiralanıyor.Aynı Hayrettin'in yıllar sonra Gençlerbirliği formasıyla Fenerbahçe'ye gol attığı bilgisini de paylaşalım.

1991-1992 sezonunun Fenerbahçe yine şampiyonluk parolası ve bol transfer ile giriyor. Hiddink çoktan ayrılmış,takımın başında Dr.Venglos var !

Tanju, Engin, Soczyinski, Ümit, Gerson gibi yıldız transferin yanında 3.ligde gol kralı olan 1.93 boyundaki Levent Kurt da Fenerbahçe'nin kadrosuna katılan oyunculardan.

Kendisine 500 Milyon, Kulübü Tarsus İdmanyurdu'na da 100 milyon para ödenmiş.Tabii rekor transferlerin arasında sözü olmaz.

Bu arada yandaki fotoğrafta Vefa Küçük,Metin Aşık ve Aziz Yıldırım'ın aynı karede olması da ilginç..

Levent hazırlık maçlarında da oynuyor,övgüler alıyor.

O günlerde "Oğlum Tanju falan süper ama bence bu sene Levent patlama yapacak,adamın boyu neredeyse 2 metreymiş,her hava topunu alıyormuş baksana 3.ligde rekor kırıp gol kralı olmuş" muhabbetlerini yapmışızdır.

Levent'ın lakabı da fiziğine atfen "Ayıboğan"

Hatta Fenerbahçe'nin Kastamonu kampında Levent'e göre yatak bulunamayınca,"Levent ayakları dışrıda yatıyor" diye haberler bile yapılmış...Fenerbahçe Kastamonuspor ile hazırlık maçı yapıp 9-0 kazanıyor ve Levent bir de güzel gol atıyor...

Fikstür çekimi sonrası Fenerbahçe'yi büyük bir "sürpriz" bekliyor. Ligin ilk maçı yine Aydınspor ile İstanbul'da...

Fenerbahçeli yöneticiler 5 ve üzerindeki fark için özel prim sözü veriyorlar.

"Papaz iki kere pilav yemez-Aynı suda iki kere yıkanılmaz" deyimlerini yanlış çıkarmak çabasındaki Fenerbahçe Aydınspor'a bu kez de 2-1 yeniliyor !

Tartışmaların göbeğinde yine 3-5-2 sistemi var.

Oğuz ve Tanju'nun 10 numara çekişmesi zaten gündemin ilk sırasında.Yağmura rağmen tribünleri dolduran taraftarlar şahsi oynadığı ve Tanju'ya pas vermediği gerekçesiyle Oğuz'u ıslıklıyor,"Oğuz dışarı !"  diye tempo tutuyorlar.

Venglos'a gelen eleştirilerden bir tanesi de B.Şenol dururken 62.dakikada Ümit'in yerine Levent'i oyuna alması...

Levent bu maçta sakatlanıyor ve bir daha Fenerbahçe formasını giyemiyor...Sezon ortasında Kayserispor'a veriliyor.

1991-92 sezonunda Fenerbahçe-Aydınspor ile 1-1 berabere kalıyor ama bu defa bu acı hikayenin dramatik bir kahramanı yok...

Aydınspor şu anda amatör kümede ve Fenerbahçe'nin liglerde 3 defa İstanbul'da oynayıp yenemediği başka takım yok...

Drama rağmen Hayrettin ve Levent'in yerinde olabilmek için çok şeyi feda etmeye hazır olanlar vardır.

Bazen küçük bir an için ömür bile verilir...

16 Mart 2010 Salı

Aykut

Bu sene nasıl biterse bitsin Kocaman adam o karnı ağrıyormuş gibi ciddi surat ifadesiyle yine mikrofonların karşısına bir kez daha geçip "Benden bu kadar" diyecek gibi kötü bir his var içimde. "Bu sene nasıl biterse bitsin" cümlesinin ufukta gözüken hali zaten "şahsi olmayan, kulubün default hedefi olan şampiyonluklar" sözünden kaçmaya çalışanların yokluğunda belli gibi.

Pek çoklarının kalbinde Fenerbahçe'ye kötülük etmiş haliyle Konyaspor teknik direktörü ve hangi takıma giderse gitsin bir türlü rüştünü ispat edemeyen teknik adam imajıyla yapışıp kalan Aykut Kocaman'ın kredisinin sonsuz olduğu Fenerbahçelilerin sayısı da az değil.



Ama böyle gündemler kelle götürür. Arasında ezildiği iki adamdan gönderilmesine hiç şaşırılmayacak olanla birlikte "denenmiş ve olmamış" güzellikler arasına katılacak gibi. Yazık olacak... Asıl gitmesi gereken hiç bir yere gitmeyecek ve kurumsal yalanlar içerisinde o çok gerekli pozisyon da Levent Ersalman'dan sonra dolmayan Sportif CEO, Aydın Örs'e teklif edildikten sonra kabul görmeyince gerek duyulmayan basketbol şubesi CEO'luğu gibi rafa kalkacak. Bütün bunları akıl edip, erkiyle yürütmesini başarması gereken yerli yerinde duracak.

11 Mart 2010 Perşembe

Emre Koşuyor,Basıyor,Çalışıyor...Daha ne yapsın çocuk ?


En sonda söylemem ,hatta belki hiç söylememem gerekeni en başta söyleyim : Emre'nin gelişini hala kabul edemeyenlerdenim. Futbolunu ,tarzını Galatasaray'da oynadığı dönemde "itici"  bulurdum,hala fikrim değişmedi !

Ancak bir konuda yanıldım,1 maç oynar 3 maç sakatlanır yatar diyordum.Aragones döneminde beni utandırmadı ama bu sene yanıldığımı kabul ederim.

Konu,benim onu beğenip beğenmemem değil,farklı bir şey ,anlatmaya çalışayım...

Alex Fenerbahçe formasını bıraktığı günün akşamı tüm rakiplerimiz küçük çaplı bir karnaval yapacaklar.Tarafsız(!) futbol duayenleri çok değil 6 ay sonra, "Fenerbahçe'den tez gitmeli" fikirlerini "yeri doldurulamadı" ya çevirecekler...

Neymiş,Alex koşmuyormuş !

Alex koşmuyor diyenlerin yarısı kötü niyetlidir,diğer yarısı da kendi fikrini üretmek yerine "kopyala yapıştır" fikirleri tercih edenlerdir.

-Alex koşmuyorsa o kadar golü nasıl atıyor ?
-Efendim adam çok yetenekli...
-eee
-Nasıl vuracağını biliyor,koşmasa da golü atıyor.
-Orta sahadan ,ceza yayı üzerindeki oyuncu ile duvar pası yapıp 4 saniyede kale önünde bitip golü atan adam nasıl koşmuyor ?
- Abi o başka...

Alex'in eksiklerini bulmak konusunda ihtisas sahibi olanlar da var.

-Abi büyük futbolcu olsa Milan'da oynardı.
-Ümit Davala oynadı ,o büyük futbolcu mu ,kriter bu mudur ?
-Abi o başka...

Alex hücüm pres yapmıyor de,Alex savunmaya gelip adam kovalamıyor de,ona sözüm yok zaten.

Bir adam senede 25 civari gol-asist yapıyor ama cümlenin ilk kısmındakileri yapmıyor desen,bu ülkede adını sormadan 10 M Euro verecekler var !

Fenerbahçe,Rıdvan'ın kaleci ile karşı karşıya geldiğinde kalecinin sağından atıp solundan geçtiği takımdır(87-88 trabzonspor)

Taraftar estetiğin ayaklarına gül döker ama o gün değil ,"ah abi Rıdvan'ı hatırlar mısın? sofrasında o iç çekişi ile yıllar sonra o işi yapar.Öncesinde Rıdvan bile canı isteyince oynayan,geriye gelmeyen,şahsi oynayan adamdır.

Son yıllarda taraftar "kazanıyoruz ama oynadığımız oyun bizi tatmin etmiyor" öğretilmiş snopluğu ile "koşan,basan,hırs yapan,isyan eden" adamları aradığını söyleyen bir yapıya "sığınmıştır" Mesela Demirkol ,"Alex yerine Ayman olsa" dediğinde "tabii ya.." diyen Kanaryalar az değildir.

"Kazan kaybet fark etmez,yeter ki o forma ıslansın" diyerek koşan adamları haddinden fazla yüceltmenin anlamsızlığını nasıl fark edeceğiz bilemiyorum.

Güiza'yı ıslıklamayalım tabii (gitmesi için her daim dua edelim ,o ayrı) ama taça çıkmakta olan topu kovaladı,anlamsızca hücüm presler yaptı diye adına tezahüratlar yapmanın zevzekliğini de en azından bir yere not edelim,düşünelim...

Emre , "çok koşuyor,basıyor,hakeme diklenip hakkımızı arıyor" sevdasında olanların en canlı kanlı örneği.

Cristian,Selçuk,Josico,Maldonado gibi hücuma katkı konusunda SSK memuru gibi "benim yetki alanıma girmiyor" diyen bir adamın yanında oynayan ikinci orta göbek adamından beklentim de gol veya gol pasları...

Emre'nin lig karnesi 1 Gol 3 Gol pası ,avrupa'dakileri de eklersek 2 gol 4 gol pası yapıyor.

-Abi yani üretken değil mi diyorsun ?
-Dedim bile
-Sen taktığın için öyle diyorsun.Efsanelerden oldu ya,çok hırslı
-Efsane forma mı giymiş ?
-Yok abi çok koşuyor falan ya.Taraftar onda Fenerbahçe Ruhunu buluyor ..
-Halil Üner,Alpay,Fatih,Tümer,Emre...Elimde olsa Fenerbahçe maçlarını seyretmelerini dahi engellerim.
-Abi yapma ya,Arda bile onun gibi orta saha oyuncusu bizde yok demiş
-Arda demişken "Fenerbahçe maçları çok eğlenceli ve çekişmeli geçiyor" diyen Arda'dan mı söz ediyoruz ?
-Abi o başka tabii

Netice :Emre koşuyor Alex koşmuyor !

2 Mart 2010 Salı

GS mi: Bildiğiniz gibi


1929 yılı Türkspor dergisini karıştırırken rastladığım bir haber,

Beykoz önünden başlayan, Paşabahçe'de son bulan 1260 yarda tek ve 1600 yarda çift kürekçili yarış sonuçları:

BİR ÇİFTE MÜFTEDİLER
Gs kürekçisi Türk olmadığı için derece olandı (alındı demek istiyor herhalde)

İKİ ÇİFTE MÜFTEDİLER
Galatasaraylıların içinde İranlı Kürekçi olduğu için Gs derece alamıyor

Şaşırdık mı?
Yoo
Ezeli rakibimizin etik anlayışı kurulduğundan bu yana aynı

Değişen bir şey var mı?

Evet o zaman dereceleri elinden alınabiliyormuş, bugün cezalar geri alınıyor, üzerine kupalar veriliyor.


NOT: Dergi sayfaları çok hassas olduğundan dolayı fotokopisini çekmek mümkün olmadı. Cep telefonu ise karanlık ortamda istenilen netliği sağlamadı. O nedenle resime bakıp benim yazdıklarıma güveneceksiniz.

1 Mart 2010 Pazartesi

"Devegücü Tazıhızı Şerbeti" Kazanına Mı Düştün ?

Malum Obelix (Hopdediks) küçükken kazana düştüğü için ona şerbet verilmiyor.Ömer Onan geçen sezon Efes Pilsen'de  oynasaydı cathine verilmeyen tek yerli  oyuncu olabilirdi.

Rakoçeviç ve Jasaitis 'e yaptıkları basketbolumuzun  marka değerini (son zamanlarda en kıl olduğum laf) düşürücü hareketler.

"Fast Break'de Hızlı oyuncu" sözü onu anlatmaya yeterli değil.O hız kesmeyen bir oyuncu...

Maçta anlamak zordu ama eve gelip seyredince Engin Kenerman'ın kararına tepki veren tribünleri susturup eliyle "haklısın hoca" demesi aklıma 2000-01 sezonundaki Galatasaray maçındaki Milan Rapaiç babayı getirdi...

Ülker'e gidince defterden silmiştim.
Sonra çubuklu'ya döndüğünde yürekten performansı ile barıştım.
Şimdi "defterden silme" kararını da kaldırdım.