31 Temmuz 2011 Pazar

HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ

Turk Halkı kendisine yapılanı çabuk unutur oldu.
Ordusuna saldırıldı,
çocukları şifreli sınavlarla mağdur edildi,
gencecik evlatları şehit edildi, biri çıktı "askerlik yan gelip yatma yeri değildir dedi" ama kendi cocukları askere gitmedi,kendi evlatları universite meuzunu bile olsa işsiz gezerken, sunnet paraları ile gemicikler alındı..

HEP UNUTTUK HEP UNUTULDU..

Sandılar ki kalan son kaleye saldırdıklarında da 3-5 kişi 3-5 dakika konuşacak sonra unutulacak..

Bu sefer yanlış ata oynadılar. Bu sefer duvara çarptılar..

Ellerinde tekbir doğru düzgün kanıt yok. Kes yapıştırla deLil üretmeye çalışıyorlar, sokaktan geçen adamı

"Acaba Aziz yıldırım'dan davacı olur mu" diye topluyorlar.

İtirafçı olsun diye insanlara işkence ediyorlar.

Bir sonuca ulaşamadıkça yargısız infaz için satılık kalemleri kullanıyorlar..

Onlar da biliyorlar ki sona geldiler..

Fenerin bahcesinin tertemiz ışığı aydınlık yarınları aydınlatmaya devam edecek..
Onlarda öğreniyorlar ki FENERLE KİMSE BAŞA ÇIKAMAZ..

Biz son sözümüz Fenerbahce dediğimizde onlar bunu slogan sandı..
Ama anladılar ki gerçekten de Fenerbahçeli darağacında bile olsa SON SÖZÜ FENERBAHCE

Buradan öte yol yok..

BU KALE TESLİM OLMAYACAK...
SONUNA KADAR SAVAŞACAK..
VE KAZANACAK..

29 Temmuz 2011 Cuma

SITKI SIYRILMIŞ TARAFTAR BİR VATANDAŞTAN MEKTUP

Selam sayın milletimin vekilleri (bakın, sayın milletvekilleri demiyorum!),


Kiminiz sağcısınız, kiminiz solcu,
Kiminiz dinci, dindar, kiminiz ateist, agnostik, deist,...
Kiminiz Sünni, kiminiz Alevi,
Kiminiz Türk, Kürt, Laz,.. kiminiz Çerkez, Göçmen, Fellak,...
Kiminiz güzel, yakışıklı,... kiminiz iç güveysinden hallice,
Kiminiz zengin,.. aa bak kiminiz fakir diyemiyorum, geçtik bu satırı!
Kiminiz erkek, kiminiz kadın, kiminiz heteroseksüel, kiminiz homoseksüel, biseksüel ya da homofobik,
Kiminiz evli, kiminiz bekar, kiminiz evlat sahibi,..
Velhasılı çeşit çeşitsiniz sayın milletimin vekilleri,...
Olmadı bu, uymadı, çeşit çeşit değilsiniz aslında hepiniz aynısınız, bakın bir'siniz demiyorum, aynısınız...

Ve yukarıdaki herneyseniz yazdığım hiçbirşey beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Hani Mevlana demiş ya "gel ne olursan ol gel" diye.

Beni affetsin hocam, ben size diyorum ki "çekin elinizi üzerimizden, ne olursanız olun, çekin elinizi üzerimizden".

Yıllardır sağcı/solcu, Allah/din/kitap, Sünni/Alevi, Türk/Kürt,... bitmedi nihayet aklın müdahil olamadığı, sadece yüreğimizin hüküm sürdüğü tek alanımıza da el attınız; Fenerbahçem'e.

Nedir derdiniz arkadaş? Bak beni, 40 yaşında bir kadını, kendi meşrebince okumuş insanı, bu cuma günü, bunca işin gücün arasında şu satırları yazacak seviyeye getirdiniz.

Sakın ama sakın bana "bağımsız yargı" "temiz lig" kelimelerini içeren cümleler kurmayın, sakın!

Ben yıllardır sütçü beygiri gibi çalışıyorum, bakın daha dün gece sabaha kadar çalıştım, yöneticiliğini yaptığım emekçilerimle birlikte. Mutlu olmam lazım değil mi?

Yurtdışındaki müşterilere verdiğim sözü yerine getirdiğimiz, ülkeye üçbeş kuruş döviz getiriyoruz, direkt ya da dolaylı onlarca ailenin hayatını geçindirmesine faydam var diye mutlu olmalıyım,..

Olamıyorum, izin vermiyorsunuz!

Sayın milletimin muhalefeti, sakın ola ki "Bunlar iktidar partisinin meziyetleri, hep onların suçu, biz bunlara izin vermeyeceğiz iktidara geldiğimizde" cümleleriyle gelmeyin bana.

Muhalefetin sorumluluğu iktidarınkinden ağırdır. Soğuk sudur muhalefet dediğin, iktidarın kaynar suyunun yakmasına izin vermez. Ama siz öyle misiniz ya, ha babam de babam suyun altına veriyorsunuz odunu!

Haa bu arada, aç parantez kadın milletvekillerine iktidar muhalefet ayrımı yapmadan özel olarak bir çift lafım var; meclise girdikten sonra erkekleşen kadınlar istemiyoruz, nokta!

Ve sayın milletinin iktidarı, sakın ola ki "Bağımsız yargı, işlerine karışamayız, hukuk devletine yakışmaz. Bu futbolumuzun temizlenmesi adına önemli bir adımdır" cümleleriyle gelmeyin bana. Bu ülkede bağımsız denen yargının başbakan astığını da biliyoruz, gencecik çocukları astığını da. Bu ülkede bağımsız yargının sınır kapısında birkaç saatte ifade aldığını da biliyoruz, kaçma ihtimali olmayan bir insanı karga tulumba ordan oraya sürüklediğini de.Bu ülkede bağımsız yargının sırf şiir okudu diye bir parti başkanını hapishaneye attığını da biliyoruz, parasız eğitim istiyoruz diyen gencecik çocuklarını da...

Bu ülkenin insanının arasına %50 kavramını soktunuz yahu!

Halbuki o %50'nin biri "aman, tadımız kaçmasın, tamam sıkıntılarımız var ama dişimizi sıkalım, biraz daha görelim bakalım gerçekten dediklerini yapacaklar mı" diye verirken, diğeri "tamam yaptığın iyi şeyler olabilir ama bak hassasiyetlerimizi gözardı ediyorsun, bu da sana uyarı olsun" diyendir. Bunu ne zaman anlayacaksınız?

Neyse, konumuza dönelim.

Konunun esas muhatabı olan taraftarı gözardı ederek Sporda Şiddet Yasası hazırlıyorsunuz.
Hazırlayan komisyondakilerin kaç tanesi taraftar?
Kaç tanesi tribünde yanındakinin yüreği sadece sarı/lacivert, siyah/beyaz, sarı/kırmızı,.. için atıyor diye omuzomuza yapmıştır?
Kaç tanesi ailesinden gizli deplasmana gitmiştir?
Kaç tanesi cebindeki son kuruşa kadar verip, geceden sabaha stad kapısında sabahlayıp Fenerbahçe-Galatasaray maçını beklemiştir?
Kaç tanesi sabahlara kadar takımına destek pankartına fırça darbesi atmıştır?
Kaç tanesi tezahürat bilir?
Şimdi bu adamlar oturuyor bir masa etrafında bizimle ilgili bir yasayı biz olmadan, hatta bize rağmen çıkarıyor.
Erbakan'ın söylemiyle; "hadi ordan, hadi ordan!"

Bir aydır medyada taraftarın psikolojisi ile oynanıyor. Bıraktım hergünü, her dakika sızan bilgi kirliliğiyle boğuluyoruz. Umurunuzda değil.
Ben ki, bu durumdaysam, kanı kaynayan gencecik çocukların halini düşünemiyorum bile.
Görmediniz mi Shaktar Donesk maçında olanları. Hangi birini gözaltına almakla başedeceksiniz?

Bakın sayın milletimin vekilleri, bunun sonu iyi değil ve maalesef siz farkında değilsiniz, neyle uğraşıldığının farkında değilsiniz...
Sırtında Şükrü Saraçoğlu İmamı yazan formasıyla maça gelen cami imamı, elinde bira içenlerle omuz omuza yapar Fenerbahçe'de.

Fenerbahçe her türlü ideoloji, inanç, sosyal statü,..gibi kavramların ve sınıfların üzerindedir.

Ve siz bununla oynanmasına göz yumuyorsunuz...

...

Ben sıradan bir insanım. Elinden geldiğince ülkem için birşeyler yapmaya gayret eden, mücadele veren bir insan.
Birileri benim nefes boruma birşeyler tıkamaya çalışıyor. Boğmaya çalışıyor.
Ben yıllardır Fenerbahçe maçlarında neler çektiğimi biliyorum, saniye saniye.
Ben yıllardır maddi ve manevi Fenerbahçemizi büyütmek için nasıl karınca gibi çalıştığımızı biliyorum.
Ve ben şunu da biliyorum; Fenerbahçe şike yapmaz, kimse beni buna inandıramaz, kimse evladımıza miras bu sevda dediğimiz kutsalımızla oyun oynamayaz!

İzin vermem, vermeyiz, vermeyeceğiz...

Diyeceklerim daha çoktur ama gerek yoktur.

Hadi selametle...

YASEMİN BAŞARIR

21 Temmuz 2011 Perşembe

Saracoğlunda artık maç yok, her maçta yeni bir savaş var.


Sağnak yağışlı olacak Bu gece Kadıköy civarı.. Günlerdir uzaktan paylaşılan acı sevgiliyle buluşunca sel olup akacak.. O sel ki, mabedi yıkayacak, arıdıracak.

Gök gürültülü olacak bu gece Kadıköy civarı.. Bir "Fenerbahçe'me dokunma" diye çakacak bir "Aziz Yıldırım" diye. Oyle bir çakacak ki, ne yaptığını hala anlayamayan kulakların zarı patlayacak, Metris'te yatan bir adama ise en güzel ninni olacak. Haydi Fenerbahçeli şimdi sesini, duymak istemeyene duyurma, Metrise bir selam çakma zamanı... Şimdi Maç zamanı..Şimdi savaş zamanı..Artık cephe taraftarın...

.

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Ceza belliyse...

...neyi bekliyoruz?

Fenerbahçe şike mi yapmış, kanaat bu şekilde oluşturuldu. TÜM kamuoyu Fenerbahçe'nin 2010-11 sezonunda kazandığı şampiyonluğu saha dışında birilerini bağlayarak kazandığına artık TAMAMEN EMİN. Nitekim Aziz Yıldırım değil miydi "Futbol saha içinde kazanılmıyormuş bunu öğrendim" diyen. Varsın bunu söyledikten sonraki sözleri altyapı ve finansal yapılanma, yani başarıya giden yoldaki sportif değil kurumsal yapılanmayla ilgili sözler olsun. Kimin umrunda?!

Sezon boyu her Fenerbahçeli her Fenerbahçe maçını yüreği ağzında izledi. Üç penaltılı Ankaragücü maçı hariç, Fenerbahçe taraftarının arkasına yaslanıp izleyebildiği maçı olmadı. Satın alınan (?) maçlardan birinde senaryo o kadar ince yazılmıştı ki, devre arasında soyunma odasına 3-1 yenik gidildi. Kimse şüphelenmesin diye yazılan bu senaryoda ikinci yarı bulunan dört golle dikkat çekilmemesi planlanmıştı. Dahice!

Benzeri şekilde maç başlar başlamaz gol yenilen Eskişehirspor maçında bir tek kafası sahada futbol oynamak dışındaki şeylere basmayan Batuhan Karadeniz'e anlatılamamıştı maçın bağlandığı ki direkten dönen o şuta imza attı. Girseydi tüm plan yatacaktı, neyse ki gol olmadı o pozisyon. Veya belki de, bilakis, bilerek kaçırdı Batuhan o golü. Böylelikle "Şike olsa o gol kaçar mıydı" diyecektik. Dahice!

Sivasspor maçında da, Korcan maç 1-0'ken ve Fenerbahçe deli gibi yüklenip ikinciyi bulmak, rahatlamak isterken o pozisyonları kurtardığında Selçuk'un 30 metreden üstüne vuracağı şutu almayı çoktan planlamıştı. Volkan Demirel'in aynı golden yemesi de planın bir parçasıydı. Volkan Demirel'e de mi para gitmişti? Yoksa bu da hedef şaşırtma, ileride çıkması olası iddiaları çürütme için en başından planlanmış hamlelerden biri miydi? Dahice!

Burada Fenerbahçe şike yaptı, oyuncu bağladı, teşvik gönderdi filan değil konu. Bu artık son derece aşikar değil mi? Ana akım medyanın yarım adım kenarına atıp baktığınızda gördüğünüz "NATO müteahhidi" iddialarıyla http://www.blogger.com/img/blank.gifşike iddialarının birbirine karışmış olması hiç midenizi bulandırmıyorsa tam bu ülkenin gündemine göre bir mideniz var demektir. Hazım kolaylaşmış belli ki.

NTVSpor'a yazdığım 23:59 yazısında anlatmaya çalıştım. Olay tamamiyle ülkede el değiştiren kimi güçlerin futbola da tamamen sahip olma çabasıdır. Ki bu bile ikincil amaçtır, birincil amaç o el değiştiren gücün kamuoyu üzerinde yaratmak istediği "Canımızın istediği herkese, istediğimiz şekilde dokunuruz, suçlarız, kamuoyu önünde itibarını sıfıra indirip kenara atarız" intibaıdır.

Buna inandırılmak isteniyoruz. Gücü elinde tutanlar, ellerinde somut delil olmaksızın, yürütecekleri topyekün medya kampanyalarıyla sizi her şeye inandırabileceğinin ispatı peşinde. Aziz Yıldırım çete lideri, Şekip Mosturoğlu onun yancısı, İbrahim Akın hem şikeci, hem itirafçı.

Konu Fenerbahçe'yle başladı çünkü en dokunulmaz gözüken, iyi-kötü, ne olursa olsun medyada en çok ses getiren isim hep Fenerbahçe olmuştur. Ama onunla kalmadı, şu anda tutuklu isimler içinde gözaltına alınan isimlerden pek azı olsa da, bu sözde soruşturma devam ettikçe bu toplu itibarsızlaştırma ve "Bu adamları bile bu hallere sokabiliyorlarsa kimbilir bana neler yapabilirler?" sorusunu sordurtacak korkutma ve sindirme operasyonu daha pek çok isme, pek çok camiaya dokunacak. Ta ki kimse ağzını açıp "Sen kirlisin, ben temizim, cezan neyse çekeceksin" diyemeyecek hale gelene kadar. Herkes "Sıra bizde galiba, o yüzden ağzımı açarken dikkat edeyim" diyecek hale gelene kadar.

Bu 3 Temmuz'da başlamadı. Bu sözde soruşturma bittiğinde de bitmeyecek. Benim bu satırlarda veya NTVSpor'daki köşemde yazdığım yazılarda savunduğumun SADECE Fenerbahçe olduğunu zanneden varsa da, irdak yollarındaki tıkanıklığı giderebilmek için kafasını biraz soğuk suya tutsun. Malum, havalar da sıcak, iyi gelir.

15 Temmuz 2011 Cuma

Gelecek sene bugünler...

-Hani lan o kadar belge -ses kaydı bilmemne vardı ?

-Bence şampiyonluğu getiren Sezer'in o aşırtması oldu !

-Ya duydunuz mu,Sadri Şener hala mahkeme yeni kanıtları da değerlendirsin diyormuş.

-Bence MVP yine Emir,son 30 saniyede 2 üçlük attı diye değil tüm seride Efes'i perişan etti.

-Ünal Aysal 3 yıldız sözü vermiş diyor gazeteler !

-Yeni formalarda yeşil çubuklu abartı olmuş bence.

-Bence sağlam bir orta saha gerekiyor,bir de solbek almamız şart.

-Alex yaşlandı,bak Altan Tanrıkulu ne güzel yazmış,bence jübilesini yapsın.Niye kızıyorsun abi fikrimi söyledim.

-Beşiktaş forması NBA store'da satılacak haberi bitirdi beni...

-Her yere bayraklarla donatılmış bak benzeri bir fotoğraf geçen sene de gelmişti.

-Dün kombineleri yenilerken başkan geldi tek tek taraftar kartlarımızı kontrol etti.

14 Temmuz 2011 Perşembe

Eşek Yarışı

Bir zamanlar Konya'nın bir ilçesinde eşek yarışları düzenlenirmiş.

Yarışın ilginçliği  şurada ,birinciliğini sonuncu gelen eşek kazanırmış.

Yani her eşek sahibi kendi eşeği yerine bir diğer eşeğe biner,o eşeği birinci getirmek için uğraşırmış.

Sonda kalan eşeğin birinci geldiği bu yarışlarda hiç yerinden kımıldamayan eşek birinciliği garantilermiş....

Sonda kalanın birinci geldiği bir yarış çok nadirdir...


8 Temmuz 2011 Cuma

Temel'in biri

Fıkra bu ya ,Temel'in biri 5 Temmuz günü  14.55.TL'den TSPOR hissesi alır.
Aradan 3 gün geçer 23.35.-TL'den satar.
3 Günde Trabzon'un plakası kadar kar eder ,%61 para kazanır....

Arkadaşları sorarlar "ula Temel nasul yaptın buni ?"
Temel cevap verir "ben yapmadum daa,Fener Şike yaptu"


Güle güle harcasınlar...

7 Temmuz 2011 Perşembe

35.Hafta...

Kaderde bu 35.haftayı oynamak da varmış...

"Her şeyde bir hayır var" sözüne inanıyorsanız,

Şike çetesi ve medyası ıkınmaktan morarsa da normal zekadakileri ikna edecek tek bir kanıt sunamadı diyorsanız,

"Bağladığımız maçlarda niye 3er gol yedik" diye düşündüyseniz,

Maçları beraber seyrettiğiniz arkadaşlarınıza dönüp bir kez olsun "abi ne biçim bir gol bu ya, bizimikiler bir ayar mı çekti acaba ?" demediyseniz,

Tam tersine son dakikada bizim kaleye kıçına zift sürülmüş gibi koşan kaleciye bakıp "şampiyon mu olacaksınız lan..." dediyseniz,

Çocuklarınızın,sevdiklerinizin gözünün için baka baka "Biz temiziz" diyebiliyorsanız sorun yok.

Zorlu 35.hafta maratonuna hazırsınız demektir.

35.Hafta rakiplerimiz bay, sadece bizim maçımız var...

35.Hafta bitince belki doping iddialarıyla 36.hafta da olacak, bitti diye sevinmek yok :-)

Bana güvenin, bu seneki şampiyonluk 2 kere kutlanacak.
"Sana güvenemiyorum bu ülkenin ortamını bilmiyor musun?" diyorsanız istediğinize güvenin...