15 Mayıs 2012 Salı

Hakemi De Yeneceksin!

Fenerbahçemiz hakem hatasıyla puan kaybettiğinde medyadan en çok duyduğumuz cümledir: "Fenerbahçeysen hakemi de yeneceksin arkadaş". Nasreddin Hoca da kesin Fenerliydi ki böyleleri için "hırsızın hiç mi suçu yok" demişti ama nerede... 

Bu sene bu cümleye bir sürü yenisini ekledik:

Abi yalan haber yazıyorlar. - Fenerbahçeysen basını da yeneceksin
İyi de sen tapeleri falan okudun mu? - Fenerbahçeysen önyargıyı da yeneceksin
Ya maç günü karar mı verilir? - Fenerbahçeysen federasyonu da yeneceksin
Bunu yapan tahkim! - Fenerbahçeysen PFDK'yı Tahkim'i ve bilimum kurulları da yeneceksin
Eee UEFA niye maydonoz? - Fenerbahçeysen UEFA'yı da yeneceksin
Sadece Fenerbahçeliler içeride... - Fenerbahçeysen hakemi de yeneceksin, şey hakem mi dedim hakimi de yeneceksin demek istemiştim
Savcısı polisi az yapıyor o zaman bize?- Fenerbahçeysen onları da yeneceksin
Biber gazı? - Fenerbahçeysen içine çekeceksin
Jop? - Fenerbahçeysen sırtını açacaksın
Çoluk çocuk herkese su sıkıyorlar - Fenerbahçeysen ıslanmayacaksın
Tekme? - Fenerbahçeysen kafanı uzatacaksın
Plastik mermi? - Fenerbahçeysen yaralanmayacaksın
Milleti gözaltına aldılar. - Fenerbahçeysen itiraf edeceksin
Tutuklama kararı çıkarsa... - Fenerbahçeysen adaletten kaçmayacaksın
Bi s.... git allahaşkına - Fenerbahçeysen küfretmeyeceksin
Delirtme lan adamı! - Fenerbahçeysen tahrik olmayacaksın
Bitmez...

Esas ben söyleyeyim....

Fenerbahçeysen aşkına sım sıkı sarılırsın. Fenerbahçeysen toz dumana aldırmazsın. Fenerbahçeysen ateşe doğru yürürsün. Fenerbahçeysen kimseden korkmazsın. Fenerbahçeysen hem teksin hem milyonlarcasın. Fenerbahçeysen kimseyi arkada bırakmazsın. Fenerbahçeysen mücadelecisin. Fenerbahçeysen ölümsüzsün...

Fenerbahçeysen ........... de yeneceksin!

11 Mayıs 2012 Cuma

Milyonlarcayız

(24 Mayıs 2011'de haklı şampiyonluğumuzun ardından yazdığım yazıdan alıntıdır. Nereden bilebilirdim ki o gün hayranlıkla izlediğim "Halk" sonraki 1 sene içinde destan yazacak...)

"Biz sokaktaki sümüklü çocuğun üzerindeki 10 Alex yazılı sarı biyeli lacivert işporta formasıyız. Mobiletin arkasında dalgalanan bayrağız. Duvarın üzerine dizilmiş çekirdek çitleyen varoş kızlarının saçındaki sarı-lacivert örgüyüz. Arabasını sağa çekip göbek atarak kutlamalara katılan taksicinin aynasındaki FB çıkartmasıyız. Maçın ertesi günü tüm ofise kısılmış sesiyle selam vermeye çalışan çaycımızın uğurlu tesbihiyiz. Annemizin ördüğü sarı lacivert yün kaşkoluz. Esnafın gururla astığı, özene bezene diktirttiği şampiyonluk bayrağıyız. Torunu iştahla yesin diye yoğurt çorbasının üzerine yağda nane ile, sütlaçın üzerine tarçın ile yazılmaya çalışan F ve B harfleriyiz. Balkona yeni yıkanmış renkli çamaşırları asan ev hanımının kasten yan yana getirdiği sarı ve lacivert tişörtleriz. Emlakçının duvara astığı solmuş şampiyonluk posteriyiz. Aile büyüklerinin Lefter'li, Can'lı, Cemil'li bitmek bilmeyen anılarıyız.
Omuzlardaki bebeğiz, balkonda meşale tutan amcayız, bayrak sallayan teyzeyiz, zıp zıp zıplayan kızlarız, tezahüratları haykıran erkekleriz.

Biz FENERBAHÇE HALK CUMHURİYETİ'yiz..."  Bülent Dölek - 24/05/2011


Geride Kimse Kalmayacak

Her kombine yenileme dönemi zordur.
"Eski yerimizden mi alsak ? Karşıya geçsek mi ? Aşağı Sarı tribün nasıl olur ? O kadar kişi başka nerede yer bulacağız ?" ile başlar ve en sonunda "Abi almayan varsa ben 2 tane alacağım" ile biter...

Kombinenizi yenilersiniz...
Stadın o sakin hali yazın okula gidip bahçesinde basket oynadığımız günleri hatırlatır...

Fenerium'a uğramadan olmaz.
Beyaz gömlekler nefismiş...Kısa kollusu da olsaydı keşke...

"Pardon yakası düğmesiz yok mu ? "
İyi gelince alırız.

Kombine makbuzu evde kombinenin de durduğu özel çekmeceye yerleştirilir.

Ertesi sabah balkonda kahvaltı...

Aşağıdan bir araba geçiyor,arabadan bayraklar sallanıyor tezahürat yapıyor 3 çocuk...
Ligler bitmiş acaba bunlar nereye gidiyor,amatör maçlardan birinde final vardır.
Bizim taraftara tatil yok...

Bir çay daha almaya giderken gece masaya bıraktığınız telefonu alırsınız 7 cevapsız arama 12 mesaj mı ?
Hayırdır İnşallah.
Bizim arkadaşlardan birine mi bir şey oldu ,arayan herkes yakın çevremden.

Telefon bir daha çalar...

-abi televizyonu aç hemen


Kabus yarın bitiyor mu ?
Moda sözle "sahaya yansımış" kısmı evet.

İlk hafta söylemiştik.
"black hawk down" filminde ne diyordu ?
"Geride kimse kalmayacak"

Bu Kavga Bir Ömür

"Futbolun adaleti varsa Kadıköy'de kupayı kaldıracağız" sananlara ithafen...

9 Mayıs 2004'te Denizli'deydim ve aynı gün zıplaya zıplaya İstanbul'a dönen uçaktaydım. Dünyadaki en mutlu insanlarla birlikteydim. Tezahüratlarımızdan hosteslerin anons yapamadığı, kaptan pilotun ve yardımcı pilotun koridorda şampanya patlattığı, omuz omuza yaparsak uçağın düşüp düşmeyeceğini tartıştığımız o gün... Sonsuz bir mutluluk...

14 Mayıs 2006'da Denizli'deydim ve aynı gün ölüm sessizliğiyle İstanbul'a dönen uçaktaydım. Dünyadaki en mutsuz insanlarla birlikteydim. Pilotun "hepimize geçmiş olsun" anonsu dışında çıt çıkmayan, bir kişinin bile "Tuncay'ın vurduğu gol olsa" gibisinden bir yorum yapmaya gücünün kalmadığı, cenaze evi benzetmesinin tarifi o gün... Sonsuz bir acı...

Bu iki gün hayatımı değiştirdi ve yaşamın içindeki dengeyi farkettim. Mutluluk kadar üzüntü var bir ömür boyu. Doğum varsa ölüm de var. Kötüler daha çok değil, kötü kadar iyiler de var etrafımda. O yüzden umutsuzluğum kadar umudum da var. Ve her iyiliğin içinde ufak bir kötülük, her kötülükte de küçük bir iyilik olduğunu atlamadan... O facia akşamda, Denizli sokaklarında Galatasaray formalı çocukları kovalayan fanatiklerdeki kötülüğü farketmek de var; jandarmanın jopladığı tribünde kaçarken elime sarılan hiç tanımadığım küçük kız çocuğunun titreyen ellerindeki masumiyeti hissetmek de var. İşte o zaman anlıyorsun hayatın içine yerleştirilmiş etki tepki mekanizmasını ve mücadeleye başlıyorsun, iyiden yana.
Bu kavga bir ömür... Bir hafta, bir yıl değil... Bir maçlık, bir sezonluk değil... Yaşamın her alanında bir ömür feda etmek lazım, iyiyi, güzeli çoğaltmak için. 

İşte hayata o seviyeden baktığınızda göreceksiniz ki, yaşamın bir adaleti var; ve "Bu adalet Kadıköy'de kupayı Fenerbahçe'ye kaldırtacak". Sebebi çok basit; bu sene adaletsizliğe uğradığını zannedenler, 2006'da Anneler Günü'nde annemin ağlamasına sebep olan rezaletin hesabını yine bir Anneler Günü'nde ödeyeceklerinin farkında olmayanlardır.

İyiler hep ağlamaz.. Şimdi gülmek zamanı...

Sevgiler,

Bülent Dölek  

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Çok Açık

Şike davasında ne nasıl oldu ben biliyorum.

Aslında her şey gayet açık.
Yani biraz gazeteleri okumak ve televizyon seyretmek bile yeterli.

Sahaya yansımış yansımamış falan diye sulandırılmasın.

Fenerbahçe geçen sene hem şike yapmış hem teşvik vermiş. Her şey ortada, çok açık.

Zaten ligin kirli olduğunu biz biliyorduk ama başta Hürriyet gazetesi olmak üzere Fenerli medya bunları hep gözardı etti...
Suçlu olmasa tutuklanmazdı !
Mehmet Ali Aydınlar gibi iyi bir Fenerbahçeli bile herşeyi anladı.
Fenerbahçe'yi kurtarmak için elinden geleni gizlemeden çok açık yaptı.
Ligleri erteledi, Play-off diye bir saçmalık uydurdu.
Ancak o bile vicdanının sesini dinleyip Trabzonspor'u Şampiyon ligine gönderince Fenerbahçe ondan desteğini çekti.

Başkanı ve yöneticileri tutuklu ve şike yaptığı çok açık belgelenmiş olan Fenerbahçe'nin ne puanı silindi ne küme düşürüldü ve ligler başladı.

Kabul etmek gerekir Fenerbahçe taraftarı olayı çok iyi manipule etti. Mağdur rolünü iyi oynadı...

Başkanlarının suçlu olduğunu bile bile destek verdiler. Kolluk kuvvetleri ile çatışmaktan kaçınmadılar....

Fenerbahçe'nin suçu çok açık ve her şey tapelerde mevcutken Fenerli medya boş durmadı ve Fenerbahçeli başbakana baskı yaptı...Mehmet Ali Aydınlar yerine Yıldırım Demirören'i seçtirdiler. Onun görevi suçluları aklamaktı o da yaptı...

Ligi 9 puan farkla şampiyon olan takıma dur dendi, bir de play-off oyna...
Olan biteni herkes gördü kimse konuşamadı.

Her şey çok açık olmasına rağmen play-off'da da puan silinemedi ve etik kurulu ardından da pfdk komedisi ile şikeciler aklandı. Türk futboluna leke sürüldü.
Her şey bu kadar açık olmasına rağmen medya da baskılara boyun eğip 3 maymunu oynadı.

Her şey çok açık zaten. Hayır, iddianameyi okumadım ama biliyorum.
Savunmayı mı ? Hayır, zaten Aziz Yıldırım'ın hedef saptırdığı çok açık.
Evet. UEFA ceza verecek ama Fenerbahçe'nin umurunda değil.
Fenerbahçe nasıl iki kupada finale geldi sorusu hatalı niye küme düşürülmedi diye sorarım.
İbrahim Akın itiraf etti ya, daha ne olsun...Hatta imama falan sormuş. Çok açık her şey ortadayken hale şike yapmadık demeniz çok komik !

Not 1 : Çok açık ve gayet açık 8 kere kullanılmıştır.

Not 2 : Ortalama bir Türk insanı en fazla böyle düşünmektedir.

Not 3 : Üzerinde sarı lacivert forma alan birini gördüğümde aklıma tüm bunlar gelip gözlerimin dolmasını anlatmak isterdim ama gerek yok ,çok açık (9.çok açık)