Denizli Stadının içi.
Dışarıdan bir yerden taşlar yağıyor,sahada maç devam ediyor.
Direk gibi bir yerin yanındayız.Hafızam bulanık.
Bir babanın kucağında çocuk 7-8 yaşlarında, başı kanıyor...Baba çaresiz.
Yıllarca "benim burada ne işim var, o kızın ne işi var" düşüncelerini kovamıyorum.
Uzuyor maç ! Kaç dakika hatırlamıyorum ,tekrar çökmüş kalmışız...
Birileri koltukları kırıyor.Sanki olayları bir bulutun içinden uzaktan seyrediyorum,ses kapalı.
Ses kapalı dedim ama "ya kırmayın,onların parasını bizim kulüpten alırlar" cümlesini duyuyorum.Paşalı Birol üzerinde emlakbank reklamlı formasıyla sağa sola dert anlatıyor !
İçimden "sus paşalı ne olur" diyorum "sus,haklısın ,haklı olduğuna kızıyorum, kendime kızıyorum,şimdi birisi sana dalacak onu tutacağız,ne olur sus,dinleyecek,konuşacak halim yok...böyle bir anda kırılan koltukları nasıl düşünüyorsun ,seninkisi nasıl bir skor ötesi sevgi gel bana da anlat ama bugün değil ve ne olur sus..." diyorum...Çocukluğumdan beri stadın etrafında yaptığı pankartları taşıyan ,tellere asan Paşalı ile göz gözeyiz...Kimse ona kızamadı diye aklıma yazmışım...Göz gözeyiz dedim ya bana bakarak "her maç kırılan koltukların parasını ödetiyorlar bize yazık günah,ayıp" diyor...2006 şampiyonluğu az önce kaçmış...
Film hızla ileri sarılıyor
4 sene sonra Çemberlitaş
Tramvayda tam karşımda Paşalı .
-Selam paşalı,ne var ne yok ?
-İyiyim ya,ben de Süleyman Seba ile buluştum.
-Süleyman Seba mı ? Hayırdır ?
-Ben diğer kulüp başkanlarının bayramlarda gider elini öperim.Ölüm yıldönümlerinde mezarlarına giderim...
Filmi bir başka yere alıyorum.
Tuzla Mezarlığı.
Alpay,Aykut,Mustafa,Erman,İbrahim...
Mayıs 2003'den bu yana onların mezarların başında birer bayrak direği ve dalgalanan sarı-lacivert bayrak var.Her gidişte her mezarı ziyaret edip okumak lazım "Hamd alemlerin rabbi olan Allahadır..."
Anneler günü veya bir hafta sonrası ,çoluk çocuk,Tuzla'dayız.
Çocuklar hiç görmedikleri anneannelerinin mezarına çicek koyuyorlar.
Gelmişken bizim Fenerbahçeli çocukları da ziyaret etmeli.
Galiba ölüm yıldönümleri,mezarları çiçeklerle dolu ve bir yazı var :
Paşalı da oradaymış...
"Vurdum duymaz olmayalım" demiş...
Filmi ileri sarmaya devam
25 Aralık 2011
15.00 civarı
" ....Tarih yazar kim haklı,kim çamur attı...Fenerbahçeli olmak ne güzel bir şey...Lefterinle ,Aykutunla Alexinle gürle hey...seninle sonsuza dek sırt sırta veririm hey... " Böyle bir mitingte çalınacak en güzel şarkı. Ekim ayından beri dinliyorum ama bugün çok vurucu bir etki yaptı....Konuşmalar da nefisti ...Ne güzel miting oldu !
Derken son bir konuşmacı varmış,başkan için şiir okuyacakmış.
Sen olmadan bitmezdi.
Seni seviyorum güzel adam.
Çağlayan Adliyesi önünde Özcan Günergök'ün nefis fotoğrafı
"Kuşaktan Kuşağa" |
5 yorum:
Yüreğine sağlık Fedakar Adam
ne zaman "paşalı" diye bi yazı okusam, bi şiir ya da bi pankart inceden hüzünlenirim, bir efsanedir benim için, lefterden islam çupiden farkı yoktur...
bende pazar günü doğuştan bir galatasaraylı bir babanın kızı olduğu halde, benim eşim olmayı seçtiği için tuttuğu takımı da Fenerbahçe olarak belirleyen (değiştiren değil, çünkü daha önceden takım tutmuyordu) eşimle gittim mitinge. kalabalıklar arasında elindeki minik pankartıyle Paşalı'yı gördüm, yüzüm güldü. Eşim baktı bana, neden gülüyorsun bakışı vardı yüzünde. Anlattım; yıllar önce biz ortaokul yıllarındayken bu Paşalı her maça gelir, her maçta kocaman bir pankart açar, tüm tribünleri dolaştırırdı. bir keresinde saha içersinden maraton tribüne geçerken beni çevirmişti, bir kez ben de tuttum o pankartı tribünlere karşı. o tribünlere karşı durmak, o tribünlerin direkt seni hedef almasa bile, sana karşı alkışı, tezahüratını yaşamak.. hala tüylerim diken diken olur o günü hatırladığımda.. kadıköy'ün çimlerine de Paşalı sayesinde basmış olduk.. :)
şimdi devir değişti, ekonomi değişti, Paşalı'nın kocaman pankartıların yerini minik kartonlar aldı ama Paşalı hala yerinde, hala yapıyor işini bir şekilde. saygım sonsuz kendisine!
ne zaman görsem gözlerim dolar bu kadar fedakar ve hasta fenerbahçeli insanla aynı sevdayı paylaşmak paha biçilemez onurdur
Ben 2010 yılında Keşan a geldiğinde tanıştık. 18 mart Çanakkale Zaferi törenleri için Gelibolu yarımadasını birlikte gezmek kısmet oldu. Deniz kenarında mangal yakıp yemek yedik ve Gelibolu FB Derneğinden Cafer bey ile Gelibolu yu gezdik. Kendisi Çok beyefendi biri çok iyi bir Fenerbahçeli. Diğer rakip takımlarada çok saygılı biri. Keşke her takımın taraftarları onun gibi olsa ne kavga ne gürültü olur. Sevgili Paşalı Birol umuza Allah sağlıklı uzun ömürler versin. Onu her FB li çok seviyor
Yorum Gönder