16 Eylül 2011 Cuma

Suyun öte yakasından bir hikaye

Dün Gevrim'in Üsküp hikayesini  bloga yazdık
Suyun diğer yakasından bir hikaye de benden...

2004
Kızımızın doğmasına az kalmış.

Bakıcı adayları var.

Hanım tek tek görüşüyor,referanslarına bakıyor,referanslarını arıyor,"ben evde yokken acil bir durum olsa ilk yapacağınız 3 şey nedir-çocuğun ateşi aniden yükselirse ne yaparsınız (ilaç veririm diyen eleniyor,doğru cevap sizi ararım olacakmış..)" gibi sorularla kadınları terletiyor...

Bir gün Bulgaristan Türk'ü,  kırmızı yanaklı ,50 li yaşlarda bir teyze geldi.
Hanım tüm soruları sordu.
Sonra Oğuz Çetin'in kafasına vuran Fatih Hoca şeklinde bana dönüp "sen de soru sor!" dedi.
Hanım her şeyi sormuş zaten ne sorayım.

Şaka değil, sohbet açayım diye "Hangi takımı tutuyorsunuz ? "dedim...
Hanımın o andaki bakışı bana şu fotoğrafı hatırlattı :


Teyze durdu ve şöyle dedi :

"Ben takımdan toptan anlamam...Benim Rahmetli babam ve dedem Türkçe'ye çok önem verirlerdi.Bizi Türk gibi büyütmek için çok uğraştılar.O zamanlar yasak Türkçe,Türkiye bile dedin mi Bulgar bozuluyor,sana vatan haini diye bakıyor... ama akşamları dedem hepimize Türkçe kitaplar okurdu,sonra da bize okuturdu.Türkçe kitap sokmak da yasak...Babam ve Dedem İstanbul'a kaçak olarak gitmişlerdi .Rahmetli babam ben istedim diye koynuna saklayıp bana iki kitap getirmişti biri Tuna Nehri Hikayesi diğeri ....  Sonra Ziya Gökalp'ın kitaplarını getirtmişti bir komşumuz...Babamlar bir de Atatürk'ün resmini getirmişti,yasak ama duvarımıza astık...Dedemler Sultanahmet Camii'sinde namaz kılmışlar,bize caminin kartpostalını getirdiler...Ben de ,benim çocuklarımda Türk gibi büyüdük,Türkçe'yi hiç unutmadık...Neyse uzatmayım ,hem dedem hem babam Fenerbahçeliydi...Atatürk'ün takımı derlerdi...Ben de anlamam toptan ama Fenerbahçe'liyim"

Teyze sözlerini bitirdi,sohbet açayım demişim ama gözler doldu ve koşarak mutfağa gittim
Hanım yanıma geldi "ne diyorsun ?" diye sordu.
Benim insanları bir bakışta ,iki sözde tanıdığıma inanır...
Hemen alalım bu kadını dedim,aldık...

Aradan 2-3 hafta geçti bir telefon geldi..."Hastamız var ,3 günlüğüne memlekete gidiyorum,hemen dönerim" dedi,dönmedi...
Ondan sonra bir çok bakıcı çalıştı,çoğunun akrabası hastalandı,dönemediler...

Sebile Hanım'dan bu hikaye de bize kaldı !

Meraklısına not: Diyecekseniz, "yahu kadın sizin evde görmüştür bir poster,bayrak .Onun için böyle bir hikaye anlatmıştır".Belki de ama hikaye güzeldi...

Hiç yorum yok: