İnternette dolaşırken gördüğüm bir haber şöyle diyordu:
Genelkurmay Başkanlığı, ilk Türk kadın inşaat mühendisi ve Anıtkabir’in kontrol mühendisi Sabiha Gürayman’ın bir fotoğrafını Anıtkabir’deki Hürriyet Kulesi’nde sergileyecek.
Sabiha hanım öncü kadınlarımızdan. 1927’de Atatürk’ün kızların Yüksek Mühendis Mektebine (bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi’ne) alınması yönündeki isteğiyle inşaat mühendisliğini seçmiş. Gürayman, bu okula giren ilk kız öğrenci. Bazı kayıtlara göre ise 2 kız öğrenciden biri.
Türkiye’deki birçok okul, köprü, hükümet konağı ve binanın yapımında görev almış, 1941’de Anıtkabir ve TBMM inşaatlarında 10 yıl süreyle çalışmış. Ankara’nın Beypazarı ilçesinde inşaatını yaptığı Kemer Köprüsüne ilçe halkı, Sabiha Gürayman’ı temsilen "Kız Köprüsü" adını vermiş.
Haberin devamı ise daha da ilginç. Gürayman Fenerbahçe’nin ilk kadın voleybolcusuydu.
Nasıl ilk olabilir ki?
İlklerinden biri olmalı değil mi? Sonuçta Voleybol bir takım oyunu..
Hikayeyi araştırmaya devam ettiğimde karşıma çıkan manzara çok ilginç ama bir kadın ve bir Fenerbahçeli olarak bir o kadar da gurur vericiydi.
Evet gerçekten Sabiha hanım Fenerbahçe’nin ilk kadın voleybolcusu. Belki de dünyada bir ilke imza atarak bazı kaynaklara göre 1928 bazı kaynaklara göre ise 1929 yılında İstanbul şampiyonu olan Fenerbahçe erkek takımının kaptanlığını yapıyor.
Rüştü Dağlaroğlu’nun kitabında bu kısım çok açık değil. Sabiha Rıfat yerine Suphiye Rıfat adı kullanılmış ve kız takımı kaptanına da 29 ocak 1929 da şampiyon olan takımda yer verildiğini bir cümleyle geçiyor.
Aslında Fenerbahçe kız voleybol takımı 1928 yılında kuruluyor ama muhtemelen rakip bulamadığı için hiç maç yapmıyor. Belki de bu nedenle Dağlaroğlu kitabında Sabiha Hanım’dan kız takımının kaptanı olarak bahsediyor.
Öyle ya da böyle bir gerçek var, 80 yıl önce 18 yaşında bir genç kız bir erkek takımıyla maça çıkıyor ve o takım o yıl İstanbul şampiyonluğunu alıyor.
Aslında Fenerbahçe spor tarihinde pek çok böyle öncü kadın var.
Avrupa'nın ilk otomobil yarışçısı kabul edilen Samiye Morkaya(1932), ilk milli yüzücümüz Leyla Asım Turgut (1920), 1928-33 arası fırtına gibi esen yenilmez kürekçilerimiz Fitnat, Nezihe ve Melek Özdil Kardeşler, Hayrunisa hanım, Müzeyyen hanım, ilk bayan atletimiz Mübeccel hanım (1924) tenisçimiz Vesile Taşçı ve daha birçokları..
O dönemin iyi eğitimli aydınlık yüzü olan bu hanımlar Türk kadının cesaret ve azmini hem kendi vatandaşlarına hem de katıldıkları yarışmalarda aldıkları başarılı sonuçlarla bütün dünyaya gösteriyorlar. Ne yazık ki o kadınların torunları olan bizler, onların izinden gitmekte yavaş kaldığımız gibi, onları hakkettikleri saygıyı göstermekte de yetersi kalıyoruz.
Toplumsal yaklaşımımızın spor eşittir Futbol ve o da erkek işidir yanılsaması belki de bu konuda yeterince detaylı araştırmanın olmamasının temel nedeni.
Mesela Sabiha hanıma hakkettiği saygıyı göstermek ve onu tüm Türkiye’ye tanıtmak için kız voleybol takımımızın sahasının adı Sabiha Fırat olsa çok hoş olmaz mıydı?
NOT: Yukarıda yazdığım sene ve isimlerde muhtemelen çeşitli hatalar vardır. Çünkü bu konuda karşılaştığım kaynakların bilgileri birbirleri ile çelişiyordu. Mantık süzgecinden geçirerek doğru, yanlışı ayırmaya çalıştım. Asr-ı Feneri inceleme fırsatım olmadı. Belki de bu konu orada daha doğru ve detaylı anlatılıyordur. Elinde bu konuda bilgi ve belge olan Fenerbahçeli dostlarım bana ulaştırırsa çok mutlu olacağım.
1 yorum:
Funda Hocam,29 Ekim 1998 tarihli Hürriyet gazetesinde bir haber var.Bir bölümünü kopyalıyorum :
Beş erkek ve bir bayan sporcudan oluşan Fenerbahçe Voleybol Takımı, o yıl bütün rakiplerini ezip geçmiş ve şampiyonluğu kucaklamıştı. Bu belki de Dünya voleybolunda yaşanan ilk ve tek olaydı..
Fenerbahçe Spor Kulübü Umumi Kaptanı Hayri Celaleddin (Atamer) Bey, takım kaptanı Bedii Süheyl Bey aracılığıyla, 28.01.1929 yılında Sabiha Hanım'a bir mektup gönderiyor ve kendisini kutlarken şunları yazıyordu:
TEBRİKLER EFENDİM
‘‘Bu memlekette ilk defa cem'i sporda erkek arkadaşlarla beraber oynamak suretiyle gösterdiğiniz teceddüd ve muvaffakiyetten dolayı sizi Fenerbahçe gençliği ve hey'et-i idaresi adına hararetle tebrik ederim efendim.’’
Yorum Gönder