18 Ağustos 2011 Perşembe

47 gündür ruhumuz demir parmaklıklar ardında..



Bugün tam 47 gün olmuş..
47 gündür sadece Fenerbahçe Başkanı ve yöneticileri değil, hepimizin ruhu da demir parmaklıklar ardında..

Bu 47 gün bizi önce ağlattı.. Birkaç gün bu haince saldırı karşısında bocaladık, en küçüğümüzden en büyüğümüze hepimiz ağladık..

Ardından hepimizi eylemci yaptı.. Önce hastanenin, DGM'nin önünde başladık, Topuk'da, Caddede, Köprü'de, Stadda, Metris'de son olarak da Taksim'de haykırdık kah "EN BÜYÜK DELİLİMİZ ALIN TERİMZİDİR" diye kah "FENERBAHÇEME DOKUNMA" diye ama en çok da "ADALET İSTİYORUZ" diye.

Polisin üzerine yürüdük, biber gazıyla tanıştık, metrisin yollarını öğrendik, sahaya girdik, slogan attık, göz altına alındık, Başbakandan fırça yedik ama ne duruşumuzdan ne de direnişimizden taviz vermedik.

Yıllardır görüyorduk ama hiç bu kadar yozlaşmamıştı basın.
Arda arda gelen yalan haber fırtınaları hepimizi kalemşör yaptı. Daha önce Fenerbahçe için 2 satır karalamamışlarımız bile doğrudan hayatımızı tehtid eden bu saldırı karşısında, sosyal medyada birer cengaver kesildik.. Twitter, Facebook, bloglar, bulduğumuz her forum bizim savaş alanımız oldu..

Ardından hukuk diliyle saldırmaya başladılar. UEFA en ufak şüphede düşürürmüş, Tahkim Allah kelamıymış, 16 Nisandan önceki şike değilmiş..Bu seferde hepimiz hukukçu olduk.. 6222'yi yaladık yuttuk.UEFA tüzüğünü ezberledik, CAS'a nasıl gidilir doktorasını yaptık.

Bütün bu süreçte hep dik durduk, safları sıklaştırdık, daha da önemlisi, gerek Fenerbahçe camiasında, gerekse özel hayatımızda Fenerbahçe'ye saldırmak için fırsat kollayanları belledik ve safraları attık..

3 Temmuz sabahı düşündüğüm tek şey vardı "Gelecek kuşaklara ne bırakacağız" Bugün biliyorum ki gelecek kuşaklar 3 Temmuzla başlayan bu dönemi Fenerbahçe tarihinin altın sayfalarından bir olarak anacak.. TERTEMİZ İSYANIN ZAFERİ..

Fenerbahçelilik ruhu hep var olduğuna inandığımız ama bizim kuşak tarafından maçlar dışında test etme imkanı bulmadığımız bir fenomendi.. Bu 47 günde "Son sözümüz Fenerbahçe" diye bağırdığımız, "Evladıma miras bu sevda" diye adına şarkılar yazdığımız sevdamızın bir masal değil gerçek olduğunu hem kendimize hem de bütün dünyaya ispatladık...

O sözleri tribün marşı zannedip bize saldıranlar bugün yanlış yaptıklarının farkına varıyorlar. Bana "hepiniz anarşistsiniz" diyen polise de dediğim gibi "Hayır hepimiz Fenerbahçeliyiz, siz Fenerbahçeli olmak ne demek bilmiyorsunuz, anlasaydınız bize saldırmazdınız, ama yakında anlayacaksınız".

Tıpkı 70 gün sonra kulübü açmak zorunda kaldığında "ülkelerini işgal ettik bu kadar tepki göstermediler" diyen General Harrington'un da dediği gibi.

Hep düşeceğimizi, bir süre sonra vaz geçeceğimizi, umutsuzluğa kapılıp teslim olacağımızı zannedenler bizim "Biz bu kulubü alçaklara payanda olsun diye kurmadık" diyen Kaptan Galib'in torunları olduğumuzu unuttular..

Maça 1-0 yenik başladık.. ama şu an maç 1-1 tıpkı Harrington Kupasındaki gibi.. 2-1 olmaya az kaldı.. İnanmaya, direnmeye, içimizde var olan Fenerbahçelilik ruhuna güvenmeye devam...

Şimdi bir asır kadar uzak gelen şampiyonluk kutlamasında Aziz başkanımızın da dediği gibi "ZAFER İNANANLARIN OLACAK"

Hiç yorum yok: