1954-55 basketbol sezonunda Fenerbahçe ilk defa İstanbul şampiyonu olur.
1955-56 sezonunda başarısını tekrar eder.
1956-57 sezonunda İstanbul Şampiyonluğunu 18 maçta 18 galibiyet ile alır.O kadro artık büyük hedefe "Türkiye Şampiyonluğuna" yürümektedir...
(Soldan sağa:Can,Yılmaz,Sacit,Altan,Erdoğan)
1956-57 Türkiye Şampiyonluğunu finalinde Fenerbahçe Galatasaray'ı 71-61 yener ve yenilgisiz olarak şampiyon olur ! Bu Fenerbahçe'nin ilk Türkiye Şampiyonluğudur.
(Arka sıra soldan sağa:Altan Dinçer-Erdoğan Karabelen-Ertan Trak-Sacit Seldüz-Orta sıra:Erol Demiroma-Yılmaz Gündüz-Samim Göreç-Hikmet Vardar-Holley-Ön sıra:Mehmet Baturalp,Can Bartu,Metin Çabukel,Mete Büyükyalçın)
Türkiye Şampiyonu kadroda Fenerbahçe futbol takımının yıldızı Can Bartu da vardır.Aynı Can Bartu gibi iki spor dalında da şampiyonluk yaşamış bir isim daha o sezon kadrodadır.
110 metre engellide Türkiye Şampiyonu olan,aynı zamanda disk atmada da yarışan, milli atlet Erdoğan Karabelen !
Erdoğan Karabelen 1951-58 yılları arasında Fenerbahçe basketbol takımının değişmez pota altı oyuncularındandır.1955-1957 ve 1959 yılları Avrupa basketbol şampiyonalarında milli formayı giyer.
1961'de Darüşşafaka'nın ilk kez Türkiye şampiyonu olan kadrosunda da onun ismini görürüz.
Erdoğan Karabelen'in babası da sırıkla atlamada Türkiye Şampiyonudur.Ancak tarih onu asker kimliğiyle,Kıbrıs Türk halkına desteğiyle hatırlar: General Daniş Karabelen.
Erdoğan Karabelen'in yurtiçi ve dışında süren iş yaşantısının yanında basketbol yaşantısı ve antrenörlüğü de devam eder. Hep altyapıda küçükleri gençleri çalıştırır.Bıkmadan çalıştırır..
Yurtdışına gidip uzun yıllar kalır .
...
Dönüşünde basketbol sevgisi ile yine yıllar öncesindeki gibi yazlarını Büyükada'da küçüklere basketbol öğreterek geçirir...
Küçükler (onun tabiriyle minicikler) için sorunlar büyüktür,çünkü potalar büyük ve uzundur.Onlar için yaz sıcağında uğraşıp atabilecekleri askılı kısa potalar yaptırır.
Giren atışlara bir kez "aferin" der.
Girmeyen atışlara iki kere "aferin" der ve ekler "olucak olucak,hadi devam..."
Sohbet ederken hep şunu hatırlatır:
"Çalışmak yeteneği geçer !"
7 yaşındaki bir çocuğun aklında kalabilecek en etkili sözdür...Kışın matematik çalışırken bile kullanır.
4 yorum:
orta okul yıllarımda kısa bir süre koçluğumuzu yapmıştı. şahane bir insan. o kadar ki, onu üzmemek için çalışırken daha fazla gayret ederdim.
Hayal ama bu insanların ismi ve resmi keşke yeni yapılan salonun bir köşesinde bulunsa... Daha geçenlerde çok eski bir basketbolcumuz öldü. Tık yok. Camia olarak kendisine Tanrıdan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyoruz ve bitiyor olay. Allah gecinden versin, Paşalı Birol vefat ettiği anda kulübün bu tip işlerle ilgili icraatı sekteye uğrayacak.
Tarihte ne kadar çok sporcu ve insan var oysa... Ne zamandır aklımda ama vaktim yok; 1932'deki kulüp yangınında bağışta bulunan insanların listesi yayınlanıyor Cumhuriyet gazetesinde. Onların bir dökümünü alıp, yayınlamak gerek. Şimdinin plastik kart ve lisans sahiplenmesinden daha muazzam bir şey değil mi?
Neyse... Dertliyim, derdim dünyadan büyük :)
o bağışçılar listesi stadın duvarında olmalı,insanlar önünde fotoğraf çektirmeli...Bozkurt
1944 dogumluyum, babamin 04.01.1959 daki vefatindan sonra elime gecen serbestlikten istifade once FB nin Mithatpasa Stadindaki maclarina gitmekle yararlandim. Kendi basima gittigim ilk macta (kucukken ezilmek korkusundan aciga degil hep kapaliya giderdim) GS 'ı 2-0 yenmistik. Daha once 1957 de buyuk dayim beni ilk macima goturmus ve Istanbul Profesyonel birinci Ligi maci olan o macta Emniyeti 5 -0 yenmistik ve benim yasim +/- 13 idi. 1960 da S.S.Sarayindaki basketbol maclarina gitmeye basladigimda FB nin 1951 - 1958 efsane kadrosundaki oyuncularindan Erdogan Karabelen'i baska bir takimin formasi ile FB ye karsi oynarken seyrettim. Yine 1960 larda o efsane kadronun diger bir superi oln Altan Dinceri'de Modaspor formasi ile FB ye karsi oynarken seyrettim.
Yorum Gönder